TÜRKİYE’DE BİR İLÇEDE İLK DEFA ÇIKARILAN BİR ŞİİR DERGİSİ
(YAZAN; YAŞAR SAĞLAM)
– Şairler Yaprağı-
“Şairler Yaprağı” dergisinin ilçemizde çıkarılmış olması bizlere her zaman gurur verir. Bununla övünürüz, ama çoğumuz bunun hangi zorluklarla başarıldığını bilmeyiz. Aşağıdaki yazı başlığından da anlaşılacağı gibi derginin geçmişi ve geleceği ile bu konuda Dinar’lılar konusunda derginin sahibi tarafından yazılmıştır. Bu yazıyı lütfen okuyunuz.
Bu yazıyı okuduktan sonra bugün Dinar’da sosyal ve kültürel faaliyetlerin de dergi çıkarmada geçmişte yaşanılan zorluklara benzer nice zorluklara hazırlandığını bir an düşünelim. Faaliyetleri hazırlayanların en çok zoruna gidenin de, halkımızın bu faaliyetlere olan ilgisizliğinin olduğunu hatırlatmak isterim. Saygılarımla.
Dergimizin, Geçmişine- Geleceğine ve Dinarlılara Dair
Dergimizin bu sayısı (Mayıs-Haziran 1956 Sayı 23-24) 2.cildimizi tamamladı.3 üncü cildimize nasıl başlayacağımızı bizde bilmiyoruz. Bu kasabada dergiciliğimizin iki yılı bize çok şeyler gösterdi.
Yayına başlarken Dinar’a bir matbaa ile bir matbaacı getirttik. 5.sayımıza kadar canımızı dişimize takıp, geceli – gündüzlü çalıştık. Sayfaları tek – tek basmak yoluyla – her sayı için 10 gün matbaada sabahladık. Çoluğumuz-çocuğumuz matbaaya döküldüler de yine eve uğrayamadık, dergiyi basmaya çalıştık. Bir defasında 10 liralık matbaa mürekkebi için, 100 lira harcayıp, İzmir’lere adam yolladık.
Dergiyi dizen ve basan tek matbaacımız bu misilli çalışmaya dayanamayarak –verem olmak korkusundan- bizi bırakıp kaçtı. Matbaayı aldığımız fiatın yarısına güçlükle satabildik. 5.sayıda Isparta’ya göçtük. Bir sayının çıkışı bize nelere mal oldu, bir ayda kaç defa İsparta’ya gidip geldik kimse bilmez. Hele hele Dinar’lılar bunu hiç bilmezler. Dinar münevverlerinin vurdun duymazlığı karşısında 6 ıncı sayımızdan sonra dergimizi Dinar kitapçılarının vitrinlerinden –bir daha koymamak üzere- çektik. Günde 500 gazete satılan Dinar’da ayda 5 tane Şairler Yaprağı satılmadı. Çoklarına parasız gönderdik, okumak tenezzülünde bile bulunmadılar. Dinar hesabına içimize bir acı düştü, sekiz Dinar gazetesi ile iki yıl avunduk durduk.
Yurt basını her fırsatta dergimizden bahsederken, Dinar’ın biricik gazetesi olan Dinar Postası. Daha “Şairler Yaprağı “ adını sayfalarında bir defa olsun anmadı. Bir Afyon gazetesi bunu kendisine ihtar ettiği hâlde, Dinar Postasının sahibi Dedeoğlu ağabeyimiz oralı bile olmadı. Siyasi olaylara gösterilen binlerce sıcaklıktan bir tanesi, Dinar’ı yurdun her tarafına tanıtan dergimize gösterilmedi. Ama bütün bunlar bizim çalışma gücümüzü kırdı mı?
Hiç kırmadı. Bizi yaşatan: sanat aşkımız, dergimizin binlerce abonesi, ilgilerini esirgemeyen yazar dostlarımız ve bir de iki yıl yetecek kâğıt mevcudumuzdu. Sanat aşkımız daha gür, okurlarımız daha çok ama, ilaç için olsun bir tabak kağıdımız yok! Bu sayının kâğıdını kilosu 250 kuruştan aldık. Karaborsa bizim kapıyı da çaldı. Dergiyi yine 25 kuruşa veriyoruz. “Bu dergiyi 50 kuruştan aşağı satmak deliliktir.” Diyen dostlarımıza : “Biz bu dergiden 1 kuruş kazanmak amacını gütmüyoruz.” Cevabını verdik.
Bir tarafımız değil, iki tarafımızda yıkık aziz okurlar!
Dergimiz devamlı çıkacak, ama kâğıtsızlıktan bir yaprak çıkarsa okurlarımız bizi kınamasınlar. Ne yapalım ki “siyasi” değil, “edebiyiz”, onun için borumuz ötmüyor.
Selam, sevgi iyi dilek
-Şairler Yaprağı-